Emniyet’ten CHP’li Gökçek’e ‘biber gazı’ yanıtı: ‘Kanunsuz herhangi bir durum bulunmamakta’

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, partisinin İstanbul il binası önünde toplananlara yönelik polis müdahalesini Meclis gündemine taşımış, Gökçek, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya, “Biber gazını ölümcül sağlık sorunlarına da yol açacak şekilde kullanma talimatını siz mi verdiniz?” sorusunu yönetmişti.
Konuya ilişkin suç duyurusunda da bulunan Gökçek, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden kendisine gelen yanıtı paylaştı.

Emniyet Genel Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü tarafından Gökçek’e verilen yanıtta, “2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na göre polis, kanuna aykırı hale gelen veya şiddete dönüşen göstericilere müdahale etme yetkisine sahip olup; dağılmayan toplulukları dağıtmak, direnişi kırmak, kamu düzenini sağlamak, can ve mal güvenliğini korumak için PVSK 16. maddeye göre de toplumsal olaylarda direncin kırılması için bedeni kuvvet, maddi güç ve gerektiğinde göz yaşartıcı gaz kullanabilme yetkilerine dayanarak kanun ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde hareket edilmiştir. Bahse konu başvuruda öne sürülen iddialarda kanunsuz ve konusu suç teşkil eden herhangi bir durum bulunmamaktadır” ifadeleri yer aldı.

“HUKUK DEVLETİNDE KAMU GÖREVLİLERİ KEYFİ DAVRANAMAZ”

Verilen yanıtı değerlendiren CHP’li Ali Gökçek ise şu ifadeleri kullandı:

“Emniyet yetkililerinin cevabı, yaşanan olayları ‘kanuna aykırı hale gelen ve şiddete dönüşen gösteriler’ gibi görmek ve göstermek istediğinin yani süreci manipüle etmek istediğinin bir göstergesidir. O gün orada kanuna aykırı olan tek şey emniyet güçlerinin orantısız şiddeti idi. Vatandaşların maruz kaldığı orantısız güç kullanımı ve özellikle de biber gazının doğrudan insanların yüzüne sıkılması, Genel Başkanımızın İstanbul’daki Çalışma Ofisi’nin hukuka aykırı bir şekilde ablukaya alınması tamamen görmezden gelinmiştir.

Sorduğum sorularda net bir şekilde ortaya koyduğum ‘kaç polis memurunun görevini kötüye kullandığı, hangi talimatlarla hareket edildiği, vatandaşların göz göre göre hedef alınmasının nasıl meşrulaştırıldığı, İstanbul’daki biber gazı stokları ve alım süreçlerinin nasıl gerçekleştiği’ gibi son derece önemli hususlar cevapsız bırakılmıştır. Emniyet’in ‘herhangi bir hukuksuzluk bulunmamaktadır’ yanıtı, somut görüntülerle kanıtlanmış ve hatta kimi ulusal kanalların canlı yayınlarına dahi denk gelmiş insan hakları ihlallerini inkar etmekten öteye gitmemektedir.

Hukuk devleti, sorumluluktan kaçmak değil; sorumluluğu üstlenmek, hataları telafi etmek ve hesap vermekle mümkündür. Hukuk devletinde kamu görevlileri keyfi davranamaz. Olması gereken bu gibi olaylarda şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesinin esas alınarak sorumluların ortaya çıkarılmasıdır. Vatandaşına biber gazını doğrudan yüzüne sıkmayı meşru gören anlayışla ne demokrasiden ne de hukuk devletinden söz edilebilir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir