Eğitimci yazar Ramazan Işık, Yeni Dünya Vakfında düzenlenen ” Eyüpsultan‘ın Ebedi Sakinleri” programına konuk oldu.
Eyüpsultan’da metfun bulunan önemli kişilerin anıldığı programın 14’üncüsü, “Hazreti Peygamberin Mihmandarı Ebü Eyyüb el-Ensari Hazretleri” başlığıyla düzenlendi.
Geçen haftaki toplantıdan sonra Eyüp Sultan Camisi’nde namaz kıldıklarını ve Eyüp Sultan Hazretleri’ni konuştuklarını anlatan Yardım, “Sonra düşündüm ki aslında bu bir bakıma bize bir ikazdır. Hazret, lisanıhaliyle ‘Siz, bütün yazarları, edebiyatçıları, romancıları anıyorsunuz da asıl bu mülkün sahibi benim. Semte, ilçeye adını veren benim, niçin beni anmazsınız?’ diye adeta ikaz ediyor. Biz de bu düşünceyle semtimizin medarıiftiharı Eyüp Sultan Hazretleri hakkında bir program yapmaya karar verdik.” şeklinde konuştu.
“Allah, İslam fıtratını beslemek üzere peygamberler gönderdi”
“Son Elçi Hazreti Muhammed’den Evrensel Mesajlar” ve “Kur’an- Kerim’den İbretlik Mesajlar” gibi kitapları bulunan Ramazan Işık da Kur’an-ı Kerim’de bahsedildiği üzere Allah’ın İslam fıtratını beslemek amacıyla peygamberler gönderdiğini söyledi.
İlahi kitaplara duyulan ihtiyacı vurgulayan Işık, ilahi mesajlarla beslenmeyen insanın canavarlaşma eğiliminde olacağını ve fıtratının bozulacağını kaydetti.
Hazreti Muhammed’e peygamberlik geldikten sonra yaşananlara ve Mekke’den Medine’ye hicretine ilişkin bilgi veren Işık, “Hazreti Peygamber, Medine-i Münevvere’ye yakın bir yerde cuma namazını kılıp şehre teşrif buyurdu ve tabii herkes Resulullah’ı kendi evinde misafir etmek istedi.” ifadesini kullandı.
“Hazreti Halid, 7 ay boyunca Hazreti Peygamber’e hizmet etti”
Işık, devesi Ebü Eyyüb Halid b. Zeyd el-Ensari’nin evinin önünde çöken Hazreti Peygamber’in, “Eyüp Sultan” olarak da bilinen bu sahabenin evinde ikamet etmeye başladığını belirterek, “Hazreti Halid, böylece Resulullah’ın mihmandarı anlamına gelen ‘Mihmandar-ı Resul’ adını aldı ve 7 ay boyunca ona hizmet etti.” dedi.
Bir yerin öneminin orada ikamet eden kişiye bağlı olduğunu vurgulayan Işık, “Devenin çöktüğü yer Hazreti Halid b. Zeyd el-Ensari’nin evi. Allah, bu mübarek sahabeyi rahmetiyle kuşatmıştır, sevmiştir. Resulullah’a bağlılığı Allah’ın onu rahmetiyle kuşatmasına vesile olmuştur. Ensardan İslamiyet’i ilk kabul edenlerin arasında yer aldı. Kur’an-ı Kerim’i ezberledi, Resulullah’ın bütün savaşlarına katıldı ve vahiy katipliği yaptı. Ayrıca Resulullah Efendimizden 400’e yakın hadis-i şerif nakletmiş. Yaşına rağmen Resulullah’ın söylediği gibi korku ile ümit arasında yaşadı ve İstanbul’u fethetmek için buralara kadar geldi.” şeklinde konuştu.
Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed’in yıllar sonra Akşemseddin Hazretleri’ne Eyüp Sultan’ın kabrini sorduğunu anlatan Işık, şunları söyledi:
“Akşemseddin Hazretleri, ‘Geceleri bir nur süzmesi görüyorum.’ diyor ve bugünkü türbenin yerini işaret ediyor. Oraya geliyorlar, biraz düşündükten sonra iki çınar dalını alıyor, birini başının ucuna, öbürünü ayaklarının ucuna dikiyor. ‘İnşallah burasıdır.’ diyor ve ayrılıyorlar. Fatih Sultan Muhammed Han, o dalların yerlerini değiştirtiyor ve sonra Akşemseddin’e yine haber gönderiyor. ‘Yerini tespit edelim, bir türbe yapmak istiyorum.’ diyor. Gidip tekrar bakıyorlar ve Akşemseddin tekrar önceki yeri işaret ediyor ve orayı kazıyorlar. “Burası Ebü Eyyüb Halid b. el-Ensari’nin kabridir.” yazılı bir taş buluyorlar, o yazıyı beraber oraya gömüyorlar ve Fatih oraya cami, türbe, medrese ve müştemilatını yaptırıyor.”
Konuşmanın ardından Işık, soruları cevapladı ve katılımcılara kitap hediye edildi.
Program, vakfın önünde fotoğraf çektirilmesi ve Eyüp Sultan Türbesi’nin ziyaret edilmesiyle sona erdi.