Halihazırda AB’nin doğalgaz tedarikinde ilk sırayı yüzde 40 ile Rusya alıyor. AB geçen yıl Rusya’dan 155 milyar metreküplük doğalgaz ithal etmişti. AB ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş sonrası Rus gazına olan bağımlılığı hızla azaltmak istiyor. Avrupa’da başta doğalgaz ve elektrik gibi ürünlerin fiyatları son dönemde hızla yükseldi. Bazı tüketicilerin enerji faturaları 3 kata varan seviyede arttı.
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin liderleri bir araya gelerek enerji krizine ilişkin ortak politikalar üretmek istedi ancak bu gerçekleşemedi. AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel’de gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi bitiminde basın toplantısı düzenledi. Michel, “Bugün enerjiyle ilgili konuları tartıştık. Bu çok zor bir konu çünkü elektrik ve gaz gibi enerji ürünlerinin fiyatlarındaki artış Avrupa’nın her yerinde hissediliyor.” diye konuştu.
Liderlerin bütün gün boyunca enerji konusunda alınacak önlemleri belirlemek için çalıştıklarını ifade eden Michel, doğalgaz depolama ve ortak gaz tedarik mekanizmaları kurma gibi Komisyonun konuyla ilgili çeşitli tekliflerini değerlendirdiklerini anlattı. Michel, enerji konusunda alınacak tedbirlerin daha fazla inceleneceğine işaret ederek, “Hangi önlemlerin en etkili olacağını belirlemek için ekonomik aktörlerle birlikte çalışmak istiyoruz.” dedi. Von der Leyen de “Yüksek enerji fiyatlarının tüketiciler ve işletmeler üzerindeki etkisini hafifletmek için çeşitli seçeneklere baktık.” dedi.
Yüksek enerji fiyatlarına karşı uygulanabilecek seçenekler arasında doğrudan gelir desteği, yardım kuponları, vergi indirimi, tavan fiyat uygulaması, fiyatların ayarlanması, fark sözleşmeleri gibi önlemler bulunduğuna dikkati çeken von der Leyen, “Sunduğumuz bütün seçeneklerin artıları ve eksileri mevcut.” şeklinde görüşünü aktardı. Von der Leyen, yüksek elektrik fiyatlarının büyük ölçüde doğalgaz fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını anımsattı.
Von der Leyen, “Ukrayna’ya desteğimizi daha da artıracak, yaptırımlarımızı sertleştirecek ve Rus fosil yakıtlarından kurtulacağız.” diye konuştu. İtalya, İspanya, Belçika, Polonya, Yunanistan ve Portekiz gibi ülkeler, elektrik piyasası işleyişinde değişiklik ve yüksek fiyatların sınırlandırılmasını talep ediyor.
AB’deki toptan elektrik fiyatı, toplam elektrik talebini karşılamak için ihtiyaç duyulan son üretici tarafından ve genellikle doğalgaz santrallerince belirleniyor. Bu durumun yüksek fiyatlara neden olduğunu savunan ülkeler, sistemde değişlik istiyor. Ancak Almanya ve Hollanda’nın başını çektiği bir grup ülke ise buna karşı çıkıyor. Bu ülkeler söz konusu piyasaların çok uzun yıllarda kurulduğunu ve şiddetli bir müdahalenin bu işleyişi kalıcı biçimde bozabileceğini düşünüyor.
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin liderleri bir araya gelerek enerji krizine ilişkin ortak politikalar üretmek istedi ancak bu gerçekleşemedi. AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel’de gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi bitiminde basın toplantısı düzenledi. Michel, “Bugün enerjiyle ilgili konuları tartıştık. Bu çok zor bir konu çünkü elektrik ve gaz gibi enerji ürünlerinin fiyatlarındaki artış Avrupa’nın her yerinde hissediliyor.” diye konuştu.

Yüksek enerji fiyatlarına karşı uygulanabilecek seçenekler arasında doğrudan gelir desteği, yardım kuponları, vergi indirimi, tavan fiyat uygulaması, fiyatların ayarlanması, fark sözleşmeleri gibi önlemler bulunduğuna dikkati çeken von der Leyen, “Sunduğumuz bütün seçeneklerin artıları ve eksileri mevcut.” şeklinde görüşünü aktardı. Von der Leyen, yüksek elektrik fiyatlarının büyük ölçüde doğalgaz fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını anımsattı.

AB’deki toptan elektrik fiyatı, toplam elektrik talebini karşılamak için ihtiyaç duyulan son üretici tarafından ve genellikle doğalgaz santrallerince belirleniyor. Bu durumun yüksek fiyatlara neden olduğunu savunan ülkeler, sistemde değişlik istiyor. Ancak Almanya ve Hollanda’nın başını çektiği bir grup ülke ise buna karşı çıkıyor. Bu ülkeler söz konusu piyasaların çok uzun yıllarda kurulduğunu ve şiddetli bir müdahalenin bu işleyişi kalıcı biçimde bozabileceğini düşünüyor.