devasa timsah benzeri antik yapinin gizemi cozuldu Rb7564an.jpg

Devasa ‘timsah’ benzeri antik yapının gizemi çözüldü

Yeni bir araştırmaya göre, yüzyıllar önce inşa edilen bu dev “akrep tümülüsü” hem astronomik gözlemler hem de tarımsal ritüeller için kullanılmış olabilir. Arkeologlar, yapının 2014 yılında Mexico City’nin yaklaşık 260 kilometre güneydoğusundaki Tehuacán Vadisi’nde, tarihöncesi sulama sistemlerini incelerken keşfedildiğini açıkladı.

Yapının M.S. 600 ila 1100 yılları arasındaki Geç Klasik ve Erken Postklasik dönemlere ait olduğu düşünülüyor. Araştırmacılar, akrebin “iğnesi” olarak kabul edilen kısmında gömülü eserler buldu. Toprak ve taş karışımıyla yapılmış yapı, 80 santimetre yüksekliğe kadar ulaşan baş, gövde, kıskaç ve kuyruk bölümlerine sahip.

Ancient Mesoamerica dergisinde yayımlanan çalışmada araştırmacılar, “Bu tür bir figüratif toprak yapısı Mezoamerika’da oldukça nadirdir” ifadelerini kullandı. Araştırmayı yürüten ekibin lideri, Texas Üniversitesi’nden arkeolog James Neely, “Bu keşif, gökyüzü gözlemlerinin sadece elit sınıfın değil, sıradan halkın da ilgi alanında olduğunu gösteriyor” dedi.

Toplam 12 tümülüsten oluşan bu alanın 9 hektarlık bir tören ve kamusal kompleksin parçası olduğu düşünülüyor. Araştırmacılara göre, bu kompleks hem astronomik gözlemler için hem de çiftçilerin ekim-dikim zamanlarını belirlemesine yardımcı olmak amacıyla kullanılmış olabilir.

Alan genelinde farklı büyüklükte yapılar bulunsa da yalnızca akrep biçimli olan bu yapı “figüratif tümülüs” olarak tanımlanıyor. Kuzey Amerika’da binlerce örneği bulunan bu tarz sembolik yığınlar, Mezoamerika’da ise son derece nadir.

Mezoamerikalılar için akrep, güçlü bir göksel tanrı olan Tlāhuizcalpantēcuhtli ile ilişkilendiriliyordu. Aztek mitolojisinde Venüs’ü temsil eden bu tanrı, gökyüzünün önemli bir sembolüydü.

Araştırmacılar, akrep şeklindeki yapının doğu-kuzeydoğu yönüne hizalandığını belirledi. Hesaplamalara göre, yaz gündönümü sabahında “iğne” noktasından bakan biri, güneşi kuzey kıskaç ucundan doğarken görebiliyor. Bu dönem Mezoamerikalılar için yağmur ve ekim mevsiminin başlangıcını simgeliyordu.

Benzer şekilde, kış gündönümünde ise sol kıskaç ucundan bakıldığında, güneş batarken “iğne” yönünde ufukta kayboluyor. Araştırmacılara göre bu düzenleme, her iki gündönümünü de belirlemeyi sağlıyor ve Mezoamerika mimarisinde sık görülen astronomik hizalanmalarla örtüşüyor.

Tümülüste yapılan kazılarda kaseler, kavanozlar, tabak parçaları ve gıda öğütmede kullanılan üç ayaklı kaplar (molcajete) bulundu. Ayrıca bir tütsü kabı ve törensel bir heykel parçası da ortaya çıkarıldı.

Profesör Neely, sulama kanalları arasındaki bu karmaşık yapının Mezoamerikan uygarlığının sanıldığından daha bağımsız ve gelişmiş bir toplum yapısına sahip olduğunu gösterdiğini belirterek, “Bu bulgular, o dönemin köylülerinin elit kontrolünden daha özgür bir yaşam biçimine sahip olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir